TOSHIHIKO IZUTSU’NUN “KUR’ÂN’DA TANRI VE İNSAN” ADLI
ESERİ ÖZELİNDE KUR’ÂN’IN SEMANTİK YAPISINA KISA BİR BAKIŞ
1. SEMANTİK NEDİR?
Semantik (ing. semantics, fr.
sémantique) kelimesi, Grekçe
orijinli bir kelime olup aslı “sēmantikós”
şeklindedir. Türkçe karşılığı “anlambilim”, Arapça karşılığı ise
“ilmu’l-me‘ânî” ya da “ilmu’d-delâle”dir. Sēmantikós kelimesini oluşturan kök yani “sēma”, “gösterge” anlamına gelir.
Dilbilimin bir kolu olarak semantik ise kimileri tarafından “dili
anlam yönüyle ele alan, göstergenin (sēma) gösterilen bölümünü ya da içeriği,
‘eşsüremli’ (eşzamanlı/synchronic) ve ‘artsüremli’ (artzamanlı/diachronic)
açılardan inceleyen bir bilim” olarak tanımlanmıştır.[1] Kısaca söylemek gerekirse semantik
bir “anlam bilimi”dir. Bununla birlikte bu tanım, tartışmalıdır. Çünkü
semantiğin bir bilim olup olmadığı hâlâ tartışılmaktadır.
Dilbilimsel
semantik ile felsefî bir disiplin olan semantiği birbirine karıştırmamak
gerekir. Zira ikisi tam olarak aynı şeyler değildir. Felsefî semantik, göstergeler
ya da kelimelerle bunların göndergeleri arasındaki ilişkiye ehemmiyet verir ve
adlandırma, düz anlam, yan anlam, mecaz (metafor), doğruluk gibi özellikleri
inceler. Dilbilimsel semantik ise, zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin
yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı ilişki gibi konular üzerinde
durur.
2. “KUR’ÂN’DA TANRI VE İNSAN”
ADLI ESERİN KISA TANITIMI
Orijinal ismiyle “God and Man in the Qur’an: Semantics of the
Qur’anic Weltanschauung”[2],
Tokyo Keio Üniversitesi profesörlerinden Japon asıllı Toshihiko Izutsu
(1914-1993) tarafından İngilizce olarak kaleme alınmış ve daha sonra Dr.
Hilâl Muhammed el-Cihâd tarafından “Allâh ve’l-İnsân fi’l-Kur’ân”
adıyla[3]
Arapçaya, Dr. M. Kürşad Atalar tarafından da “Kur’ân’da Tanrı ve
İnsan” adıyla[4] ve Dr.
Süleyman Ateş tarafından da “Kur’ân’da Allâh ve İnsan” adıyla[5]
Türkçeye de tercüme edilmiştir. Yalnız bu tercümelere verilen isimler dikkate
alındığında en doğrusunun Dr. Atalar’a ait olduğu görülecektir. Zira eserin
orijinalinde yer alan “god” kelimesi dikkate alındığında, “Allah” kelimesinin,
mezkûr sözcük için alternatif bir tercüme olmadığı görülecektir. Bu durumda
çevirilerde “god” kelimesi için karşılık olarak “tanrı” ve “ilâh” kelimelerine
yer verilmeliydi.
Izutsu, sözü edilen eserini en genel anlamıyla “Semantics of the
Qur’an” yani “Kur’ân’ın Semantiği” olarak da adlandırabileceğini fakat bunu,
kitabın ana konusu dolayısıyla yapamadığını ifade ettiği giriş cümlelerinde,
eserinin ana konusunu da şöylece özetlemektedir:
“I would have done so readily if
it were not for the fact that the main part of the present study is almost
exclusively concerned with the problem of the personal relation between God and
man in the Qur’anic world-view and is centered round this spesific topic.”[6]
Toplam dokuz bölümden oluşan kitabın I. bölümü “Semantics
and the Qur’an”, II. bölümü “Qur’anic Key-Terms in History”, III.
bölümü “The Basic Structure of the Qur’anic Weltanschauung”, IV.
bölümü “Allah”, V. bölümü “Ontological Relation Between
God and Man”, VI. bölümü “Communicative Relation Between God and
Man: Non-linguistic Communication”, VII. bölümü “Communicative
Relation Between God and Man: Linguistic Communication”, VIII. bölümü
“Jāhiliyyah and Islam” ve IX. bölümü ise “Ethical Relation
Between God and Man” şeklinde isimlendirilmiştir.
Son olarak bu eser, “semantik” olgusunun daha iyi kavranması ve bu okuma
biçiminin Kur’ân’a tatbikinin nasıl bir panorama arz ettiğini göstermesi
açısından mühim ve bir o kadar da dikkate değer bir giriş denemesidir.
3. IZUTSU’YA GÖRE SEMANTİK
VE KUR’ÂN SEMANTİĞİ
Profesör Izutsu’nun, sözü edilen
kitabının değerlendirmesini yapacağımız ilk bölümünü “Semantics and the
Qur’an” yani “Kur’ân ve Semantik” şeklinde
isimlendirdiğini daha önce de belirtmiştik. Bu bölüm ise kendi arasında şu dört
ara başlıktan müteşekkildir:
I.
Semantics of the Qur’an /
Kur’ân’ın Semantiği
II.
Integration of Individual
Concepts / Tekil Kavramların Entegre Yapısı
III. ‘Basic’ Meaning and ‘Relational’ Meaning / ‘Esas’ Anlam ve
‘İlişkisel’ Anlam
IV. Vocabulary and Weltanschauung / Kelime Dağarcığı ve Dünya
Görüşü
I. SEMANTICS
OF THE QUR’AN
“Kur’ân’ın Semantiği” diye Türkçeleştirebileceğimiz bu başlıkta Dr.
Izutsu, “semantics / semantik” kavramını sorgulamakta ve Kur’ân
semantiğiyle ne kastettiğini, örnekler dahilinde izah etmeye çalışmaktadır.
Bununla birlikte Izutsu’ya göre semantik, oldukça karmaşık bir
alanı ifade eder ve onun ne olduğunu anlamak ve sınırlarını tayin etmek
sanıldığı kadar kolay bir şey değildir:
“Unfortunately,
what is called semantics today is so bewilderingly complicated. It is extremely
difficult, if not absolutely impossible, for an outsider even to get a general
idea of what it is like. This is largely due to the fact that ‘semantics’, as
its very etymology would suggest, is a science concerned with the phenomenon of
meaning in the widest sense of the word, so wide, indeed, that almost anything
that may be considered to have any meaning at all is fully entitled to
constitute an object of semantics. And, in fact, 'meaning' in this sense is
furnishing today with important problems thinkers and scholars working in most
diverse fields of specialized study such as linguistics proper, sociology,
anthropology, psychology, neurology, physiology, biology, analytic philosophy,
symbolic logic, mathematics and, more recently, electronic engineering, and
still others. So much so that semantics as the study of Meaning, cannot but be
a new type of philosophy based on an entirely new conception of being and
existence and extending, over many different and widely divergent branches of
traditional science, which, however, are as yet far from having achieved the
ideal of a perfect integration.”[7]
Bu
yüzdendir ki Profesör Izutsu, henüz dört başı mamur bir semantik
biliminin olmadığını kabul eder. Semantiğin henüz bir bilim olmaması bir yana,
müellifin kendine özgü bir semantik anlayışı yok değildir. Onun semantiğe yaklaşımını
şu satırlarından okuyabiliyoruz:
“As will be made abundantly clear as we
proceed, semantics as I understand it is an analytic study of the key-terms of
a language with a view to arriving eventually at a conceptual grasp of the
weltanschauung or world-view of the people who use that language as a tool not
only of speaking and thinking, but, more important still, of conceptualizing
and interpreting the world that surrounds them. Semantics, thus understood, is
a kind of weltanschauungslehre, a study of the nature and structure of the
world-view of a nation at this or that significant period of its history,
conducted by means of a methodological analysis of the major cultural concepts
the nation has produced for itself and crystallized into the key-words of its
language.”[8]
Alıntıladığımız
bu cümleleri takip eden satırlarda Izutsu, “Kur’ân’ın Semantiği”
ifadesiyle ne kastettiğini ise şu cümlelerle özetler:
“It will be easy to see now that the word
Qur'an in our phrase "Semantics of the Qur'an" should be understood
only in the sense of the Qur'anic weltanschauung, or Qur'anic world-view, i.e.,
the Qur'anic vision of the universe. The semantics of the Qur'an would deal
mainly with the problem of how, in the view of this Scripture, the world of
Being is structured, what are the major constituents of the world, and how they
are related to each other. It would, in this sense, be a kind of ontology˗a
concrete, living and dynamic ontology, and not the kind of static systematic
ontology constituted by a philosopher at an abstract level of metaphysical
thinking. It would form an ontology at the concrete level of being and
existence as reflected in the verses of the Qur'an. It will be our purpose to
bring out of the Qur'an this type of living dynamic ontology by examining
analytically and methodologically the major concepts, that is, those concepts
that seem to have played a decisive role in the formation of the Qur'anic
vision of the universe.”[9]
II.
INTEGRATION OF INDIVIDUAL CONCEPTS
“Tekil Kavramların Entegre Yapısı” şeklinde çevirebileceğimiz bu başlık
altında müellifimiz semantikle ilgili ikinci aşamaya geçmiş bulunmaktadır.
Böylece onun Kur’ân’a özgü semantik metodunun içeriğini oluşturan malzemeye
nasıl yaklaştığıyla ilgili soru işaretleri yavaş yavaş yerini cevaplara
bırakır.
Izutsu’ya göre Kur’ân’a ait olan anahtar kavramları, tekil
yapılarıyla diğer kelimeler arasından ayıklamak ve daha sonra anlam alanlarını
araştırmak gerekecektir. Fakat bu da öyle kolay bir iş değildir; zira mesela “Allâh,
İslâm, nebî, kâfir” gibi kavramlar, Kur’ân bağlamı içerisinde birbirinden kopuk
düşünülemeyecek kadar ciddi bir ilgi arz edecektir. Bütün bu manaların tespiti
ancak o anahtar kavramların bir bütünlük formu içerisinde değerlendirilmesiyle
söz konusu olabilecektir. Yazarın konuya bakışı, -öz olarak- kendi özgün
cümleleriyle şöyledir:
“At first sight the task would appear to be
quite a simple one. All we have to do, one might think, will be to pick up out
of the whole vocabulary of the Qur'an all the important words standing for
important concepts like Allāh, Islām, nabiy (prophet), iman (belief), kafir
(infidel) etc., et., and examine what they mean in the Qur'anic context. The
matter, however, is not in reality so simple, for these words or concepts are
not simply there in the Qur'an, each standing in isolation from others, but
they are closely interdependent and derive their concrete meanings precisely
from the entire system of relations. In other words, they form among themselves
various groups, large and small, which, again, are connected with each other in
various ways, so that they constitute ultimately an organized totality, an
extremely complex and complicated network of conceptual associations. And what
is really important for our particular purpose is this kind of conceptual
system which is at work in the Qur'an rather than individual concepts as such
taken separately and considered in themselves apart from the general structure,
or Gestalt, as we might call it, into which they have been integrated. In
analysing the individual key concepts that are found in the Qur'an we should
never lose sight of the multiple relations which each of them bears to others
in the whole system.”[10]
III. ‘BASIC’
MEANING AND ‘RELATIONAL’ MEANING
Bu başlık, “Temel Anlam ve İlişkisel Anlam” şeklinde Türkçeye
çevrilebilir. Burada yazar, daha önceki başlıkta, araştırmacı tarafından belirlenen
anahtar sözcüklerin tek başlarına anlamlandırılamayacaklarını ve onların, ancak
tümel bir bakış açısıyla ve genel Kur’ânî bağlamlarında değerlendirilerek
gerçek anlamlarının tespit edilebileceğini ifade etmişti. İşte bu başlıkla ise
okuyucusunun, meseleyi iyice kavramasını sağlamak üzere konuyu detaylandırmış
ve örneklendirmiştir. Bunlardan biri “kitâb” kelimesi bağlamında aşağıda verilmiştir:
Bu şekle göre “A”, en yalın anlamıyla “kitâb” kelimesini göstermektedir.
“B” ise, aynı kelimenin Kur’ân’a özgü semantik alandaki yerini göstermektedir.
Bu şemaya göre anahtar kelime olan “kitâb” sözcüğünün Kur’ân’ın tümel
bağlamında “Allâh, tenzîl, vahy, nebî, ehl” gibi birçok sözcükle de ilgisi
bulunmaktadır. Ayrıca şemada, anahtar sözcüğün hiyerarşik düzeni de
gösterilmiştir.[11]
Bu durumda yazar aynı zamanda ortaya
iki terim de atmış olmaktadır ki bunlar “temel anlam” ve “ilişkisel anlam”dır. Temel
anlam, “A” şeklinde görüldüğü gibi kelimenin en yalın haliyle ifade ettiği
anlam; ilişkisel anlam ise, “B” şeklinde görüldüğü gibi bulunduğu metin
içerisinde diğer kelimelerle oluşturduğu ilişki çerçevesinde oluşan özel anlam
ya da anlamları ifade eder. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Herhangi bir
kelime, ilk ve en yalın anlamıyla beraber, metin içerisinde oluşan ilişkisel
anlamı da dikkate alınarak semantik bir analize tabi tutulmalıdır.
IV.
VOCABULARY AND WELTANSCHAUUNG
“Kelime Dağarcığı ve Dünya Görüşü” diye tercüme edebileceğimiz bu başlığı
oluşturan kelimelerden “weltanschauung” kelimesi aslen Almancadır. Yazarımız
mezkûr kelimeyi bu şekliyle çok kullanmaktadır. Bununla birlikte eser
içerisinde aynı şeyi yani “dünya görüşü” anlamını ifade etmek üzere İngilizce “world-view”
kelimesini de yer yer kullanır.
Konuyu daha fazla uzatmadan Izutsu’nun bu başlık altında verdiği
bir örneği daha değerlendirerek küçük incelememize son verelim. Karşımıza çıkan
en çarpıcı örneklerden birini “îman” kavramı oluşturur. Izutsu önce bu kavram
için şu şemayı verir:
“The word īmān (belief)-with all the other words
derived directly from the same root, like āmana (to believe), mu'min
(believer)-for instance, plays in the Qur'an an exceedingly important part.
Nobody will disagree to our regarding it as a focus-word governing a special
field of its own. And as soon as we take it as a focus-word, we begin to see a
certain number of other important words, that is, key-words, clustering about
it as the conceptual article or focal point, thus forming together a
significant conceptual sphere the whole vocabulary of the Qur'an (Picture A).
These key-words clustering about īmān are of either a positive (P) or a
negative (N) nature. On the positive side, we have among others, words like
shukr (thankfulness; the verb shakara), Islām, lit. "the giving over of
one's self (to God)" (the verb aslama), taṣdīq, "considering (the
revealed words) truthful" (the verb ṣaddaqa), Allah (as the object
'belief’), etc. While the negative side of this conceptual network consists
ofwords like kufr (disbelief), takdhīb, "giving the lie to (the revealed
words)" (the verb kadhdhaba; kadhib: 'a lie'), ‘isyān (disobedience), and
nifāq ("making a false show of belief'), etc.”[12]
KAYNAKLAR
GEZGİN, Ali Galip, Tefsirde Semantik Metot,
Ötüken Neş., İstanbul, 2002.
GUIRAUD, Pierre, Anlambilim, çev. B. Vardar,
Multilingual Yabancı Dil Yay., İstanbul, tsz.
IZUTSU, Toshihiko, God and Man in the Qur’an:
Semantics of the Qur’anic Weltanschauung, Islamic Book Trust, Kuala Lumpur,
2008.
_______, Allâh ve’l-İnsân fi’l-Kur’ân, çev.
Hilâl Muhammed el-Cihâd, Merkezu Dirâsâti’l-Vahdeti’l-Arabiyye, Beyrut, 2007.
_______, Kur’ân’da Allah ve İnsan, çev.
Süleyman Ateş, A.Ü.İ.F. Yay., Ankara, 1975.
_______, Kur’ân’da Tanrı ve İnsan, çev. M.
Kürşad Atalar, Pınar Yay., İstanbul, 2012.
PALMER, F. R., Semantik / Yeni Bir Anlambilim
Projesi, çev. R. Ertürk, Kitabiyat Yay., Ankara, 2011.
YILMAZ, Hasan, Semantik Analiz Yönteminin Kur’ân’a
Uygulanması, Kurav Yay., Bursa, 2007.
[1] Genel
olarak Semantik ve Kur’ân Semantiği hakkında geniş bilgi için bk.
Michel Bréal, Essai de Sémantique: Science des Significations,
Paris, Hachette, 1897; F. R. Palmer, Semantik / Yeni Bir Anlambilim
Projesi, çev. R. Ertürk, Kitabiyat Yay., Ankara, 2011; Pierre Guiraud, Anlambilim,
çev. Berke Vardar, Multilingual Yabancı Dil Yay., İstanbul, tsz.; Hasan Yılmaz,
Semantik Analiz Yönteminin Kur’ân’a Uygulanması, Kurav Yay., Bursa,
2007; Ali Galip Gezgin, Tefsirde Semantik Metot, Ötüken Neş., İstanbul,
2002.
[2]
Eserin ilk baskısı Keio Üniversitesi tarafından 1964’te yapılmıştır. Bu yazıda
ise, Kuala Lumpur’da yapılan 2008 baskısı esas alınmıştır.
[3] Bu
çevirinin ilk baskısı, Merkezu Dirâsâti’l-Vahdeti’l-Arabiyye
aracılığıyla 2007’de Beyrut’ta yapılmıştır.
[4] Bu
çevirinin ilk baskısı, Pınar Yayınları tarafından 2012’de İstanbul’da
yapılmıştır.
[5] Bu
çevirinin ilk baskısı, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fak. Yayınları tarafından
1975’te gerçekleştirilmiştir..
[6]
Toshihiko Izutsu, God and Man in the Qur’an: Semantics of the Qur’anic
Weltanschauung, Islamic Book Trust, Kuala Lumpur, 2008, s. 1. [“Bu
çalışmanın ana konusu neredeyse tamamen Kur’ânî dünya görüşünde Tanrı ile insan
arasındaki özel ilişki meselesiyle ilgili olmasa ve bu spesifik başlık
etrafında dönüp dolaşmasaydı, kitaba rahatlıkla bu adı verirdim.” bk.
Kur’ân’da Tanrı ve İnsan, çev. M. Kürşad Atalar, Pınar Yay., İstanbul,
2012, s. 31.]
[7] Izutsu, A.g.e., s. 2-3. [“Maalesef
bugün için semantik hakkında söylenecek şey, bunun şaşkınlık verecek derecede
karışık olduğudur. Semantik bilgisine yabancı insan için semantik hakkında
genel bir fikir sahibi olmak dahi imkânsız olmasa da pek güçtür. Bu güçlük,
büyük ölçüde şundan ileri gelmektedir: Semantik, etimolojisinin gösterdiği gibi
mana ile ilgilenen geniş kapsamlı bir bilimdir. Manası olan her şey semantiğin
konusu olabilir. Bu anlamıyla semantik (kelimenin anlam dereceleri), bugün
birçok önemli sorunlar ortaya çıkarıyor. Düşünürler ve araştırıcılar,
lengüistik, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, nöroloji, fizyoloji, biyoloji,
analitik felsefe, sembolik mantık, matematik ve çok yeni olan elektronik
mühendisliği vs. gibi ayrı ayrı önemli ihtisas dallarında çalışmaktadırlar. O
kadar ki mana incelemesi olarak "semantik" tamamıyla yeni bir oluş ve
varlık kavramına dayalı olan ve henüz mükemmel bir sentez idealini başarmaktan
uzak, çeşitli bilim dallarının üzerinden aşan yeni bir felsefe çeşidinden başka
bir şey değildir.” bk. Kur’ân’da Allah ve İnsan, çev. Süleyman Ateş,
A.Ü.İ.F. Yay., Ankara, 1975.]
[8] Izutsu, A.g.e., s. 3. [“Açıkça
görüldüğü gibi semantik, benim anladığıma göre bir dilin anahtar terimleri
üzerindeki tahlili çalışmadır. Bu çalışma, yalnız konuşma aleti olarak değil,
bundan daha önemli olmak üzere kendilerini kuşatan dünya hakkındaki anlayış ve
düşüncelerinin de aleti olarak o dili kullanan halkın, dünya hakkındaki
düşüncelerini kavramak için yapılır. Bu suretle semantik, bir çeşit
weltanschauungslehre, bir ulusun, tarihinin şu veya bu önemli devresindeki
dünya görüşünün mahiyeti ve yapısı hakkında bir çalışmadır. Bu çalışma o ulusun
yapıp, dilindeki anahtar terimleri içerisinde ifade ettiği kültürel
düşüncelerin metodolojik analizi vasıtasıyla yürütülür.” bk. Ateş çevirisi, s. 15.]
[9] Izutsu, A.g.e., s. 3-4. [“‘Kur'ân'ın
semantiği’ cümlemizdeki Kur'ân kelimesiyle, Kur'ân'ın, dünya görüşü açısından
ele alındığı açıktır. Kur'an semantiği, bu kâinatın nasıl meydana geldiği,
dünyanın en büyük elemanlarının neler olduğu ve bunların birbirleriyle
ilişkilerinin ne biçimde kurulduğu sorunlarıyla ilgilenmektedir. Bu anlamda
semantik, bir çeşit ontoloji olmaktadır. Fakat bu, metafizik soyut düşünce
alanındaki filozofun telif ettiği kuru, sistematik bir ontoloji değil; somut yaşayan
dinamik bir ontolojidir. Kur'ân âyetlerinden yansıdığı üzere semantik, varlık
ve oluşun somut bir ontolojisini teşkil etmektedir. İşte bizim amacımız,
Kur'ân'ın kâinat görüşünün biçimlenmesinde kesin rol oynadığı belli olan
fikirlerin çoğunluğunu, analitik ve metodolojik yoldan inceleyerek bu yaşayan
dinamik ontolojiyi Kur'ân'dan elde etmektir.”
bk. Ateş çevirisi, s. 15.]
[10] Izutsu, A.g.e., s. 4. [“İlk
bakışta bu iş kolay görünür. Allah, selam, nebi, imân vs. gibi çok önemli
Kur'ân sözlerini toplayıp Kur'ân'da ne anlam verdiklerine bakmakla bu işin
yapılmış olacağı sanılabilir. Fakat hakikatte mesele öyle sanıldığı kadar basit
değildir. Çünkü bu kelimeler Kur'an'da birbirinden ayrı, yalın halde
bulunmazlar, her birinin ötekiyle yakın bir ilişkisi vardır. Bu kelimeler,
somut anlamlarını, birbiriyle olan bu ilişki sisteminden alırlar. Diğer deyişle
bu kelimeler, kendi aralarında büyük, küçük çeşitli gruplar teşkil ederler ve
birbirlerine muhtelif yollarla bağlanırlar. Bu suretle sonunda gayet düzenli bir
bütün, son derece karışık kavramsal münasebet ağı kurarlar. Şimdi bizim özel
amacımız için önemli olan husus, işte bu anlam sistemidir. Bu sistem,
kelimelerin kendi yapılarından çok, Kur'an'da vardır. Kur'ân'daki anahtar
kavramları tahlil ederken, sistem içinde kelimelere özel anlamlar kazandıran bu
çeşitli kelime ilişkilerini gözden uzak tutmamalıyız.” bk. Ateş çevirisi, s. 15-16.]
[11]
Izutsu, A.g.e., s. 12.
[12]
Izutsu, A.g.e., s. 22-23.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder